Okuldan o kadar yorgun geldim ki, gelip gelmez uyumuşum. Sonra uyandım bin bir zorla. Bir şeyler yiyeyim dedim. Çay demledim. Hazırladım yemeğimi. Çayımdan bir yudum aldım, telefon çaldı. "Şu anda elinde ne olursa olsun, bırak. Hemen buraya gel. Bu manzarayı kaçıramazsın." ben de bıraktım elimde ne varsa. Koştum gittim. Bir milletin uyanışını temsilen pijamalarımla gittim. (Ciddi)
Bir sürü meşale karşımda. Bando sesleri bir yandan. Bir sürü de insan var. En çok insanlara şaşırdım zaten. Açıkçası bir kaç aydır bu ülkeye dair pek umudum yoktu. Geçmişimizi unuttuk sanıyordum. Hatırlamayacağız, sadece sözde kaldı sanıyordum ama öyle değilmiş. O kadar çok insan vardı ki. O kadar çok ses...
Kuva-i Milliye Müzesi'nin önünden, Atatürk Parkı'ndaki, Atatürk heykeline kadar yürüdük. Orada İstiklal Marşı'mızı söyledik. Bu arada ben de ne zamandır söylemediğimi fark edip üzüldüm açıkçası. Sonra tören bitti. Bandodakiler de Balıkesir Anadolu Lisesi'nin öğrencileriydi. Okullarına geri dönmeleri gerekiyordu haliyle törenden sonra. Yalnız kimse ayrılmak, bu birliği bozmak istemedi. Takıldık yine bandonun peşine yürüdük bir daha. Şehitlerimizi andık.
Unutmamışız. Ben o manzarayı gördüğüme çok sevindim. Bu milleti parçalayamayacaklar. Çünkü biz bütün acılarda birbirimize tutunduk, yaralarımızı birbirimizle sardık.
Kolay kazanmadık oturduğumuz toprağı. Bugün yeniden umut etmeye başladım, kolay da kaybetmeyeceğiz.
Aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder