En öncelikle Catia.
Bir sürü, bir sürü şey yapabiliyorsunuz. Çizim kısmı çok gelişmiştir bir defa. En baba cad programlarındandır diyorlar.
Solidworks ile Catia'yı kıyaslayacak olursak, şurada zaten açık açık anlatmış, girin bir bakın derim.
Genel olarak yorumlara bakarsak, çizim kısmının Solid'den daha iyi olduğu söyleniyor. Solid'in de artıları var tabi ki.
Catia'da ayrıca ergonomi analizleri de yapabiliyorsunuz. Ergonomi üzerine çalışmak isteyenler için birebir.
Bu analizler ayrıca Anybody programı ile de yapılabiliyormuş. Maalesef program hakkında hiç bilgim yok.
Catia'da ergonomik tasarım öğrenmek isterseniz;
http://mehmetyosunlukaya.blogspot.com/2011/08/catia-ergonomik-tasarm-ve-analiz.html
bu linkten faydalanabilirsiniz. Ayrıca bu blogun devamında daha öğretici şeyler de bulacaksınız.
Solidworks'e gelecek olursak;
bu ve bunun gibi tasarım programlarını öğrenmek için öncelikle bir alt yapınız olması gerekiyor. Örneğin cisimlerin 3 boyutlu hallerini hayal edebilmeli ve teknik resim okuyabilmelisiniz. Parçaların hareketlerini de kafanızda canlandırabiliyorsanız ve en önemlisi öğrenmeye istekliyseniz zaten sizi engelleyecek bir şey kalmadı.
Eğitim videolarına şuradan ulaşabilirsiniz. İzlediğiniz video ile birlikte alıştırma da yapmanız bence faydalı olacaktır.
Bir de şu link de faydalı bilgiler içeriyor.
Solid veya Catia tasarım için yeterli programlar bence. Tabi Catia'nın ekstradan ergonomi kısmı da var. Bu yüzden Catia bilmek sanki daha iyi olabilir.
Minitab;
bir istatistik yazılımıdır. Deney tasarımı ve analiz konusunda iyi bir programdır. Aldığınız örnekleme dair bir çok test yapabiliyor ve grafiklerini çizebiliyorsunuz. Daha geniş bilgi için;
http://www.turkeycnc.com/minitab-programi-t8174.0.html
Bir de örnek ders; http://vimeo.com/34437244
*Çok fazla ders falan bulamadım maalesef.
Arena;
çok havalı bir simülasyon programıdır. Öğrenmesi bence baya zor. Finallerde öğrenmiş miyim, öğrenmemiş miyim göreceğim. Simülasyon dışında bir de ki-kare testi, korelasyon vs. vs. testler yapılabiliyor. Örneklem testleri yani. Minitab bu analizler için bence daha iyi ama.
Arena için bir çok örnek internette mevcut, kullanımı çok zor değil ama mantığını anlamak biraz zorlayabiliyor. Bu yüzden özellikle mantığını kavramaya dikkat etmek gerekiyor.
Örnekler için;
http://mpinarbasi.files.wordpress.com/2009/10/arena-komutlari-orneklerle.pdf
http://www.yucelaydin.com/category/arena-sim-prog/
http://www.pdfindir.com/arena-sim%C3%BClasyon-%C3%B6rnek-pdf-1.html
Şu not da çok işinize yarayabilir;
https://www.google.com/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=5&ved=0CEgQFjAE&url=http%3A%2F%2Fwww.enm.yildiz.edu.tr%2Fattachments%2Farticle%2F516%2FARENA%2520NOTLARI.doc&ei=Y9GsUuueF-SuygPxjoDIDA&usg=AFQjCNHK_CbSRIhQAEwHR24r8nEcLqo7Qg&sig2=mPR5vMPdIAXbVF3zw_Yi-w&bvm=bv.57967247,d.bGE&cad=rja
Araştırdığınızda bir sürü örnekler bulacaksınız zaten.
Kısaca neler yapabildiğinizi de anlatmak istiyorum;
örneğin çalıştığınız firmada 2 tane üretim işçiniz var diyelim. Bir tanesinde çok bekleme oluyor. Patrona o bölüm için 2. bir işçi daha almanız gerektiğini söylediniz, patron da muhtemelen sizden kanıt isteyecektir.
İşte siz Arena'da bu üretim sistemini simüle edip, bekleme olduğunu patrona gösterebiliyorsunuz yaptığınız analizlerle. Böyle böyle analizler, simülasyonlar işte.
Öğrenin derim.
Bir de bizim simülasyon hocamızın notları var. Çok güzel öğretiyor. Oraya da bakın bence;
http://w3.balikesir.edu.tr/~ocaktan/
Lingo;
optimizasyon programıdır. Bir de bunun benzeri Lindo vardır. (Hemen hemen aynı oldukları için Lindo'yu yazmayacağım.) En az maliyet ve en çok kâr sonuçlarını elde edebiliyoruz bu program sayesinde.
Şuradan bir nota ulaşabilirsiniz.
Ayrıca videoları da var;
http://www.youtube.com/watch?v=YcCLzFx7CTg
http://www.youtube.com/watch?v=70GHY1JTS8w
Daha da video bulabilirsiniz Youtube'da.
Endüstri mühendislerinin kesinlikle öğrenmesi gereken bir programdır bence.
Excel;
Excel hâlâ keşfedilmemiş bir dünya gibi benim için. Her gün yeni bir şey daha öğreniyorum Excel'de yapılan. Optimizasyon programları bile çözülebiliyormuş kendisinde. Bence baştan aşağı Excel'i öğrenelim de sırtımız yere gelmesin.
SAP;
kolay kolay öğrenilmiyor bu program. Öğrenmeyi bırak indirilemiyor bile. Staj yaptığınız yerde falan rastlarsanız hemen yapışın birilerine bir kaç şey anlattırın. En azından aşinalığınız olur. Öğrenmek isterseniz maalesef ki kursa gitmeniz gerekiyor. Veya yurt dışında yüksek lisans yaparsanız aldığınız dersler arasında olma ihtimali de var.
Şurada demoları var;
http://global.sap.com/turkey/sme/seeitinaction/solutiondemos.epx?ID=SD&Sol=AL
Şu siteleri de incelerseniz en azından bir fikir oluşur kafanızda;
http://global.sap.com/turkey/solutions/sme/index.epx
http://www.sap.com/index.html
Şimdilik aklıma bunlar geliyor. Başka program duyarsam/görürsem hemen güncellerim burayı da :)
Ayrıca faydalı olabilecek linkler;
http://www.minitab.com/en-us/
http://www.solidworksvideo.com/solidworks/
http://www.cadcamvideo.com/
http://www.orkanburan.com/
http://mehmetyosunlukaya.blogspot.com/
http://www.anybodytech.com/index.php?id=105
http://www.yucelaydin.com/
Yine görüşmek üzere, hoşçakalın :)
14 Aralık 2013 Cumartesi
10 Aralık 2013 Salı
Marka veya pazarlama üzerine çalışmak isteyenler için;
Bence en güzel işler pazarlama veya marka üzerine işler. Ohh mis gibi kapitalizm.
Şaka bir yana gerçekten güzel renkli işler. Böyle bir düşünceniz varsa da bir kaç tavsiye vermek isterim (kafadan atmıyorum, aldığım tavsiyeler üzerine :) ) ;
Okunası kitaplar;
Philip Kotler'in, David Aaker'in bütün kitapları bu konuda aydınlatıcıdır diye düşünüyorum, özellikle Kotler pazarlamanın babası derler her zaman.
Benim okuduğum kitaplardan bir kaç tavsiye verecek olursam;
İncelemek için;
http://www.idefix.com/kitap/gunumuzde-pazarlamanin-temelleri-philip-kotler/kitap_oku.asp
İncelemek için;
http://www.idefix.com/kitap/10-olumcul-pazarlama-gunahi-philip-kotler/kitap_oku.asp
*Ben bu kitabı çok sevdim. Sanırım pazarlama ile ilgili alıp okuduğum ilk kitap ve hiç sıkılmadım. Kısa ve net bir dille çok da güzel anlatmış, önemli noktalara değinmiş.
*Bu kitapta da önemli markalardan örnekler bulacaksınız. Örneklerle daha net şekilde olayı anlayabileceğinizi düşünüyorum. Yalnız ben bu kitabı okurken biraz sıkıldım. Sıkılınca da bitiremiyorum öyle kolay kolay. Bu kitaba başladıktan sonra 4-5 tane falan kitap bitirdim, hâlâ da bunu okumaya devam ediyorum :)
Yani demem o ki, henüz pazarlama veya markalama konularında çok kitap okumadıysanız bundan başlamayın. Sıkılma ihtimaliniz var.
Bir de henüz okumadığım, daha bugün bir hocamdan aldığım şu kitabı da tavsiye edebilirim;
Hocam bu kitabın çok yararlı oalcağını söyledi. Ben de başlayacağım okumaya hemen.
İncelemek için;
http://www.idefix.com/kitap/atesten-markalar-micheal-moon/kitap_oku.asp
**B2B marka yönetimi gibi konulara henüz girmeyin. B2B firmadan firmaya satış demek oluyor. Bence şu an için erken. Sonuçta çok fazla şirket kültürüne falan aşina olmadığımız için anlamak zorlaşıyor.
Kitap okumaya bu kitaplarla başlayabilirsiniz. Bir konuda bilgi edinmenin en rahat yolu okumaktır sanırım.
Bir de önemli görülen isimler ve firmalar var.
*Türkiye'de güzel işler yapan Marka ajans;
http://www.marka.com/
Bir de bu ajansın Yıldız Stratejiler'i var. Olayın özünü çok güzel, çok aydınlatıcı şekilde vermişler;
Şuradan ulaşabilirsiniz;
http://www.marka.com/yildiz/index.html
Bu ajansın kurucusu olan Hulusi Derici'yi de araştırmanızı tavsiye ederim.
*MediaCat size bir yerlerden tanıdık gelecektir eminim. Bir bakın bakalım.
http://www.mci.com.tr/
http://www.mediacatonline.com/
*Arman Kırım da bu konuda önemli bir isimmiş. 2011 yılında vefat etmiş. İsmini duymamış olmanız muhtemel ama "Büyük Mor İnek" kitabı bir yerlerden kulağınıza çalınmıştır. Hah! İşte o kitabın yazarıdır kendisi. İş ile ilgili köşe yazılarına şuradan ulaşabilirsiniz.
*Bu konuda çok önemli isimlerden Alinur Velidedeoğlu var. Sitesine şuradan bir göz atın. Biraz araştırın, izleyin.
*Bir de benim çok sevdiğim Levent Erden var. Fotoğrafını görünce tanıyacaksınız zaten. Bu ara sitesinde sorun var sanırım ama linkini vereyim yine de; http://www.leventerden.com/
*Ömürden Sezgin. Marka mühendisi. Tanıdık geldi mi bilmiyorum ama gelmediyse de şu sitelere göz atmanızı tavsiye ederim;
http://www.omurdensezgin.com/
http://markamuhendisi.tumblr.com/
http://markamuhendisi.wordpress.com/
*Yine benim çok sevdiğim, neşe saçan Rüzgar Mira Okan var, aynı zamanda imaj danışmanıdır da kendisi;
http://ruzgarmiraokan.com/
http://ruzgarmiraokan.blogspot.com/
*Tecrübeleriyle sizi aydınlatacağına inandığım Hakan Senbir, Temel Aksoy ve Mehmet Ak'ı da araştırmanızı, okumanızı tavsiye ederim;
http://www.hakansenbir.com/
http://www.temelaksoy.com/
http://www.mehmetak.com/
*Vee son olarak Martin Lindstrom'u takip etmenizi kesinlikle öneririm. Sitesine girdiğinizde anlayacaksınız zaten:)
http://www.martinlindstrom.com/
*Haa bir de şu siteyi çok seviyorum ben, çok eğlenceli, arada uğrayın. Markalaşmayla falan ilgilenmiyorsanız bile uğrayın hatta :)
Şimdilik bu kadar yeter. Sanırım takip ettiğim bütün isimleri sıraladım zaten. Çok sıkılmamanız dileğiyle :)
Şaka bir yana gerçekten güzel renkli işler. Böyle bir düşünceniz varsa da bir kaç tavsiye vermek isterim (kafadan atmıyorum, aldığım tavsiyeler üzerine :) ) ;
Okunası kitaplar;
Philip Kotler'in, David Aaker'in bütün kitapları bu konuda aydınlatıcıdır diye düşünüyorum, özellikle Kotler pazarlamanın babası derler her zaman.
Benim okuduğum kitaplardan bir kaç tavsiye verecek olursam;
İncelemek için;
http://www.idefix.com/kitap/gunumuzde-pazarlamanin-temelleri-philip-kotler/kitap_oku.asp
İncelemek için;
http://www.idefix.com/kitap/10-olumcul-pazarlama-gunahi-philip-kotler/kitap_oku.asp
*Ben bu kitabı çok sevdim. Sanırım pazarlama ile ilgili alıp okuduğum ilk kitap ve hiç sıkılmadım. Kısa ve net bir dille çok da güzel anlatmış, önemli noktalara değinmiş.
*Bu kitapta da önemli markalardan örnekler bulacaksınız. Örneklerle daha net şekilde olayı anlayabileceğinizi düşünüyorum. Yalnız ben bu kitabı okurken biraz sıkıldım. Sıkılınca da bitiremiyorum öyle kolay kolay. Bu kitaba başladıktan sonra 4-5 tane falan kitap bitirdim, hâlâ da bunu okumaya devam ediyorum :)
Yani demem o ki, henüz pazarlama veya markalama konularında çok kitap okumadıysanız bundan başlamayın. Sıkılma ihtimaliniz var.
Bir de henüz okumadığım, daha bugün bir hocamdan aldığım şu kitabı da tavsiye edebilirim;
Hocam bu kitabın çok yararlı oalcağını söyledi. Ben de başlayacağım okumaya hemen.
İncelemek için;
http://www.idefix.com/kitap/atesten-markalar-micheal-moon/kitap_oku.asp
**B2B marka yönetimi gibi konulara henüz girmeyin. B2B firmadan firmaya satış demek oluyor. Bence şu an için erken. Sonuçta çok fazla şirket kültürüne falan aşina olmadığımız için anlamak zorlaşıyor.
Kitap okumaya bu kitaplarla başlayabilirsiniz. Bir konuda bilgi edinmenin en rahat yolu okumaktır sanırım.
Bir de önemli görülen isimler ve firmalar var.
*Türkiye'de güzel işler yapan Marka ajans;
http://www.marka.com/
Bir de bu ajansın Yıldız Stratejiler'i var. Olayın özünü çok güzel, çok aydınlatıcı şekilde vermişler;
Şuradan ulaşabilirsiniz;
http://www.marka.com/yildiz/index.html
Bu ajansın kurucusu olan Hulusi Derici'yi de araştırmanızı tavsiye ederim.
*MediaCat size bir yerlerden tanıdık gelecektir eminim. Bir bakın bakalım.
http://www.mci.com.tr/
http://www.mediacatonline.com/
*Arman Kırım da bu konuda önemli bir isimmiş. 2011 yılında vefat etmiş. İsmini duymamış olmanız muhtemel ama "Büyük Mor İnek" kitabı bir yerlerden kulağınıza çalınmıştır. Hah! İşte o kitabın yazarıdır kendisi. İş ile ilgili köşe yazılarına şuradan ulaşabilirsiniz.
*Bu konuda çok önemli isimlerden Alinur Velidedeoğlu var. Sitesine şuradan bir göz atın. Biraz araştırın, izleyin.
*Bir de benim çok sevdiğim Levent Erden var. Fotoğrafını görünce tanıyacaksınız zaten. Bu ara sitesinde sorun var sanırım ama linkini vereyim yine de; http://www.leventerden.com/
*Ömürden Sezgin. Marka mühendisi. Tanıdık geldi mi bilmiyorum ama gelmediyse de şu sitelere göz atmanızı tavsiye ederim;
http://www.omurdensezgin.com/
http://markamuhendisi.tumblr.com/
http://markamuhendisi.wordpress.com/
*Yine benim çok sevdiğim, neşe saçan Rüzgar Mira Okan var, aynı zamanda imaj danışmanıdır da kendisi;
http://ruzgarmiraokan.com/
http://ruzgarmiraokan.blogspot.com/
*Tecrübeleriyle sizi aydınlatacağına inandığım Hakan Senbir, Temel Aksoy ve Mehmet Ak'ı da araştırmanızı, okumanızı tavsiye ederim;
http://www.hakansenbir.com/
http://www.temelaksoy.com/
http://www.mehmetak.com/
*Vee son olarak Martin Lindstrom'u takip etmenizi kesinlikle öneririm. Sitesine girdiğinizde anlayacaksınız zaten:)
http://www.martinlindstrom.com/
*Haa bir de şu siteyi çok seviyorum ben, çok eğlenceli, arada uğrayın. Markalaşmayla falan ilgilenmiyorsanız bile uğrayın hatta :)
Şimdilik bu kadar yeter. Sanırım takip ettiğim bütün isimleri sıraladım zaten. Çok sıkılmamanız dileğiyle :)
5 Aralık 2013 Perşembe
Yarışalım.
Üstelik bu yarışmalar her sene yapılıyor. Bir yıl önce hiç bir şey bilmeden girdiğimiz bir yarışmaya ikinci sefer tecrübeli bir şekilde girmiş oluyoruz. Kendi gelişimimizi de görmüş oluyoruz.
Benim ilgimi çeken yarışmalar ise şunlar;
EMÖS proje yarışması
Aklınızda bir proje var ama nereye başvuracağınızı bilmiyor musunuz? Veya aklınızda proje yok ama her an gelebileceğine mi inanııyorsunuz? Hiç durmayın katılın. Beyin fırtınası yapın. Bir fikir bulun peşinden gidin. Biz bir türlü proje bulup katılamadık. Siz bari gidin katılın, kazanın :)
Bir mühendis adayını geliştirebilecek hatta çok iyi geliştirebilecek bir yarışma olduğunu düşünüyorum.
Bilgi için: http://www.birprojemvardiyorsan.com
Global Manacement Challenge
Geçen sene 3 arkadaş katıldık bu yarışmaya. Çok da zevkliydi. Üretim planlama yarışması. Meğersem CEOymuşsunuz :)
Yarışma şöyle; bir firmanız oluyor. Haliyle bir pazarın içinde yer alıyorsunuz. Pazarın içinde 8 tane şirket yer alıyor. Her hafta üretim planlamanızı yapıyorsunuz ve en çok kâr sağlayan takım birinci oluyor. 5 haftanın sonunda da 1. olan takım 2. tura yükselme şansı yakalıyor. Bütün turlar sonunda 1. olan takım da büyük ödül sahibi oluyor.
Üretim plânlamada görev almak isteyen varsa hiç düşünmesin katılsın derim.
Bu arada kaydın son günü 24 ocak arkadaşlar.
Bilgi için: http://www.gmcturkiye.com/
UÇARI vaka analizi yarışması
Bu sene 7.si düzenleniyor.
Adı üstünde zaten vaka analizi yarışması. 2, 3 ve 4. sınıflar katılabiliyorlar.
Ana sponsoru HSBC ve bir sürü tanınmış sponsorları daha var. Güzel bir deneyim olacağını düşünüyorum. Bu sene biz de ekibimizle katılmayı düşünüyoruz:)
Geçen yılın ön eleme sorusu ise şöyle;
UçArı’ 12 ULUSAL VAKA ANALİZİ YARIŞMASI ÖN ELEME KONUSU
Anadolu Grubu’nun faaliyet gösterdiği sektörlerde bulunan ve aşağıda belirtilen
şirketlerden sadece bir şirket için fark yaratacağına inandığınız, inovatif bir fikir ve/veya
projenizi, vaka gönderim formatına uygun olarak hazırlamanız gerekmektedir.
Perakende (Ana Gıda İhtiyaç Mad. San. Tic. A.Ş)
İçecek (Anadolu Etap Tarım Ürünleri A.Ş.)
Finans (Alternatifbank A.Ş.)
Bilgi için: http://www.ucari.itu.edu.tr/ucari/?page_id=577
Bizz@kampus
Yıldız Holding'in düzenlediği ve benim heyecanla beklediğim yarışma :)
Bu bir çeşit pazarlama yarışması. İlk aşamada bir üründe farklılık oluşturup onu piyasaya sürüyorsunuz. Ürünün hedef kitlesi, pazarlama planı, ürün kategorisi ve pazardaki yeri ile ilgili çalışmalar yapıyorsunuz. Ürünü; ürünün logosunu, tadını, boyutunu ve ambalajını hayal edebilecek kadar iyi tanımlayabilmelisiniz.
Geçen yıl kendi Ülker çikolatanızı hayal ediyordunuz. Kulağa eğlenceli gelmiyor mu? :)
Pazarlamaya azcık bile ilginiz varsa bu yarışması tam size göre. Hem eğlenceli hem öğretici olacağını düşünüyorum.
Yarışmaya Facebook üzerinden başvuru yapılıyor ama henüz başvurular başlamadı.
Bilgi için: http://www.bizzkampus.com/
*Bu 4 yarışma farklı kulvarlarda olduğu için, hepsine girip kendinizi tanıyabilirsiniz. En çok hangisinde eğlendiyseniz, hangisini severek yaptıysanız o alana yönelebilirsiniz.
4 Aralık 2013 Çarşamba
Fark yaratın.
Dünkü umutsuz yazımdan sonra yeniden merhaba. Bu blogun sonucu , yani benim ulaştığım nokta ne olacak bilmiyorum ama hep birlikte izleyip göreceğiz. O yüzden yine yazmaya devam edeceğim umudum olur ya da olmaz.
Bu yazımda sizlere (İnşallah okuyan vardır orada bir yerde.) "Fark yaratmak"tan bahsedeceğim. Bu kavramı mühendislik, işletme, iktisat gibi fakültelerdeyseniz ve sık sık seminerlere gidiyorsunuz çok duymuşsunuzdur veya bir yerlerde okumuşsunuzdur. Okumuyor, etkinliklere katılmıyorsanız da hocalarınız illa ki bahsetmiştir. Ben en azından 3 haftada bir denk geliyorum :)
Herkes fark yaratmaktan bahsediyor ama kimse ne olduğunu tam olarak anlatamıyor. Yani evet fark yaratmalıyız ama bu fark nedir?
Ben 2 yıldır dinlediğim konuşmalardan, okuduğum kitaplardan bir şeyler çıkardım ve sizle de paylaşmak istiyorum.
Fark yaratmak adına neler yapılabilir?
> Öncelikle dil öğrenmelisiniz. İmkanınız varsa İngilizce'nin yanına bir dil daha katabilirsiniz. Bu sizi bir üst seviyeye taşır. Kurs imkanınız yoksa bile kendiniz İngilizce öğrenebilirsiniz. İngilizce kitaplar okuyabilir, diziler izleyebilir, kelimeleri ezberleyebilirsiniz. Para harcamadan biraz zaman ayırırsak neden olmasın? Bu konuda yararlı bir çok site var. İlk aklıma gelen; http://www.voscreen.com/
Bence fark yaratmanın en önemli noktası bir fikir bulmaktır. Bu fikir her şeyle alakalı olabilir aslında. Örneğin bir site açabilirsiniz. Bir inşaat mühendisinin taşınmada çektiği zorluktan esinlenerek açtığı siteyi örnek verebilirim bu konuda; http://armut.com/
> Kesinlikle bir hobiniz olsun. İş dünyasına girdiğimizde harcadığımız boş vakitler için çok üzüleceğiz muhtemelen. Hobi edinmek kişinin kendini tanıması için en ideal yollardan biridir bence. Neye ilginiz ve yeteneğiniz olduğunu ortaya çıkartırsınız. Hem de eğlenmiş olursunuz fena mı? :)
> Staj şart. İş hayatına atılmadan firma deneyimi olmalı. En azından o ortamı tanımış olur, ilerde yabancılık çekmezsiniz. Ben 10 güncük yaptığım yaz stajında bile çok şey öğrendim. Oraya öğrenci olarak gittiğimiz için herkes seve seve yardım ediyor ama yarın çalışan olarak gittiğimizde o kadar yardım alabileceğimizi sanmıyorum. "Üniversite mezunusun bunu da mı bilmiyorsun?" deme ihtimalleri de var. Çekinir insan.
> Bir bilgisayar programını çok iyi öğrenebilirsiniz. Örneğin ilerde proje mühendisi olmak için çizim programı bilmeniz şart. Autocad, Solidworks, 3dsmax veya Catia olabilir. Bence Catia en güzeli. İnsan bedenindeki zorlanmaları falan da analiz edebiliyorsunuz.
Program öğrenmek istemiyorsanız da bir program dili öğrenebilirsiniz.
Bir de bu ara android işletim sistemi aldı başını gidiyor. Onun için program yapmayı, kodlarını öğrenebilirsiniz.
Program veya kodlama bir öğrenciye çok şey katacaktır. Altın bilezik ikisi de.
Bunun için de önerebileceğim siteler;
http://yakinkampus.com/
http://www.catiaturk.com/catia-video-egitim-dersleri
http://www.solidworksvideo.com/
http://www.seyretogren.com/
http://www.androiddeposu.com
http://androidce.blogspot.com/
> Topluluklara girin, organizasyonlarda görevler alın. Profesyonellerle tanışın, sohbet etme fırsatları yakalamaya çalışın. Bir organizasyonda görev almak içimizdeki ekip ruhunu ortaya çıkartıyor.
> Öğrenciyken bir fikir bulup peşinden gidin. Ben fabrikatör olacağım deyin. Sektörünüzü, ürününüzü belirleyin ve ona gerçekten inanın. Belki de fikriniz gerçek olacaktır bilemezsiniz. Gerçek olmazsa da beyin fırtınası yapmış olursunuz. Zarar görmezsiniz. :)
> Son olarak da MS Office çok çok önemli. Her departmanda kullanılıyor Office programları. Bilinmesi gerekiyor kesinlikle.
Sevgilerimle.
Bu yazımda sizlere (İnşallah okuyan vardır orada bir yerde.) "Fark yaratmak"tan bahsedeceğim. Bu kavramı mühendislik, işletme, iktisat gibi fakültelerdeyseniz ve sık sık seminerlere gidiyorsunuz çok duymuşsunuzdur veya bir yerlerde okumuşsunuzdur. Okumuyor, etkinliklere katılmıyorsanız da hocalarınız illa ki bahsetmiştir. Ben en azından 3 haftada bir denk geliyorum :)
Herkes fark yaratmaktan bahsediyor ama kimse ne olduğunu tam olarak anlatamıyor. Yani evet fark yaratmalıyız ama bu fark nedir?
Ben 2 yıldır dinlediğim konuşmalardan, okuduğum kitaplardan bir şeyler çıkardım ve sizle de paylaşmak istiyorum.
Fark yaratmak adına neler yapılabilir?
> Öncelikle dil öğrenmelisiniz. İmkanınız varsa İngilizce'nin yanına bir dil daha katabilirsiniz. Bu sizi bir üst seviyeye taşır. Kurs imkanınız yoksa bile kendiniz İngilizce öğrenebilirsiniz. İngilizce kitaplar okuyabilir, diziler izleyebilir, kelimeleri ezberleyebilirsiniz. Para harcamadan biraz zaman ayırırsak neden olmasın? Bu konuda yararlı bir çok site var. İlk aklıma gelen; http://www.voscreen.com/
Bence fark yaratmanın en önemli noktası bir fikir bulmaktır. Bu fikir her şeyle alakalı olabilir aslında. Örneğin bir site açabilirsiniz. Bir inşaat mühendisinin taşınmada çektiği zorluktan esinlenerek açtığı siteyi örnek verebilirim bu konuda; http://armut.com/
> Kesinlikle bir hobiniz olsun. İş dünyasına girdiğimizde harcadığımız boş vakitler için çok üzüleceğiz muhtemelen. Hobi edinmek kişinin kendini tanıması için en ideal yollardan biridir bence. Neye ilginiz ve yeteneğiniz olduğunu ortaya çıkartırsınız. Hem de eğlenmiş olursunuz fena mı? :)
> Staj şart. İş hayatına atılmadan firma deneyimi olmalı. En azından o ortamı tanımış olur, ilerde yabancılık çekmezsiniz. Ben 10 güncük yaptığım yaz stajında bile çok şey öğrendim. Oraya öğrenci olarak gittiğimiz için herkes seve seve yardım ediyor ama yarın çalışan olarak gittiğimizde o kadar yardım alabileceğimizi sanmıyorum. "Üniversite mezunusun bunu da mı bilmiyorsun?" deme ihtimalleri de var. Çekinir insan.
> Bir bilgisayar programını çok iyi öğrenebilirsiniz. Örneğin ilerde proje mühendisi olmak için çizim programı bilmeniz şart. Autocad, Solidworks, 3dsmax veya Catia olabilir. Bence Catia en güzeli. İnsan bedenindeki zorlanmaları falan da analiz edebiliyorsunuz.
Program öğrenmek istemiyorsanız da bir program dili öğrenebilirsiniz.
Bir de bu ara android işletim sistemi aldı başını gidiyor. Onun için program yapmayı, kodlarını öğrenebilirsiniz.
Program veya kodlama bir öğrenciye çok şey katacaktır. Altın bilezik ikisi de.
Bunun için de önerebileceğim siteler;
http://yakinkampus.com/
http://www.catiaturk.com/catia-video-egitim-dersleri
http://www.solidworksvideo.com/
http://www.seyretogren.com/
http://www.androiddeposu.com
http://androidce.blogspot.com/
> Topluluklara girin, organizasyonlarda görevler alın. Profesyonellerle tanışın, sohbet etme fırsatları yakalamaya çalışın. Bir organizasyonda görev almak içimizdeki ekip ruhunu ortaya çıkartıyor.
> Öğrenciyken bir fikir bulup peşinden gidin. Ben fabrikatör olacağım deyin. Sektörünüzü, ürününüzü belirleyin ve ona gerçekten inanın. Belki de fikriniz gerçek olacaktır bilemezsiniz. Gerçek olmazsa da beyin fırtınası yapmış olursunuz. Zarar görmezsiniz. :)
> Son olarak da MS Office çok çok önemli. Her departmanda kullanılıyor Office programları. Bilinmesi gerekiyor kesinlikle.
Sevgilerimle.
3 Aralık 2013 Salı
Ödev
Bu blog "Nasıl başarılı oldum?" blogu olmalıydı ama sanırım artık nasıl başarısız olduğumu anlatacağım.
Şu anda anlatacağım hikaye de özgüvenimin ve cesaretimin bitişinin hikayesidir.
Yaklaşık 8 hafta önce ergonomi dersinden bir ödev verildi bizim bölümün 3.sınıflarına. Firmanın birinde ergonomik bir problem bulup, çözüp, Catia programında analizlerini yapacak, tez yazacak sınıfta da bunu sunacaktık.
Çalıştık, programın analiz kısmını öğrendik, sorun bulup çözdük. Tezi yazdık. Talihe bakın ki anlatacak ilk grup biz olduk. Şans işte ne yaparsın. Çıktık, anlattık, bitirdik. Hocanın yorumuna için döndük ona doğru ve şu sözleri işittik 100 kişinin ortasında;
-Bir defa oturarak kaynak yapılmaz. Siz kaynağı ne zannediyorsunuz ki? Bu ne böyle. Berbat bir çalışma olmuş. Vasatın altında. Siz beğendiniz mi bu yaptığınızı?
(Sessizlik)
-Beğendiniz mi söyleyin?
+Beğendik hocam. (Bunu diyen benim.)
-Nesini beğendiniz?
+Eeuu analizler falan iyi çıkmıştı.
Hatırladıklarım bunlar ama daha fazla ağır sözler işittik. Hatalıydık belki de ama kaynağın kesinlikle ayakta yapılması gerekliliğini bilemezdik ki? Nereden bilelim? Aramızda atölye stajı yapan bir kişi vardı onun da stajının pek yararlı olduğu söylenemezdi. Geriye kalanlarımız torpil bulamadığından staj yapamadı. Bu durumda kaynakla ilgili çok bilgi sahibi olmamamız bana normal geliyor. Zaten önemli olanın da programı öğrenmek olduğunu düşünüyordum ki öğrendik de.
Bir de bizden mühendis olmazmış. Galiba bu işler de önce bir torpil bulup sonra üniversiteye girmek lazım. Benden en önemli tavsiye olsun torpil bulun sonra okumasanız da olur.
Şu anda anlatacağım hikaye de özgüvenimin ve cesaretimin bitişinin hikayesidir.
Yaklaşık 8 hafta önce ergonomi dersinden bir ödev verildi bizim bölümün 3.sınıflarına. Firmanın birinde ergonomik bir problem bulup, çözüp, Catia programında analizlerini yapacak, tez yazacak sınıfta da bunu sunacaktık.
Çalıştık, programın analiz kısmını öğrendik, sorun bulup çözdük. Tezi yazdık. Talihe bakın ki anlatacak ilk grup biz olduk. Şans işte ne yaparsın. Çıktık, anlattık, bitirdik. Hocanın yorumuna için döndük ona doğru ve şu sözleri işittik 100 kişinin ortasında;
-Bir defa oturarak kaynak yapılmaz. Siz kaynağı ne zannediyorsunuz ki? Bu ne böyle. Berbat bir çalışma olmuş. Vasatın altında. Siz beğendiniz mi bu yaptığınızı?
(Sessizlik)
-Beğendiniz mi söyleyin?
+Beğendik hocam. (Bunu diyen benim.)
-Nesini beğendiniz?
+Eeuu analizler falan iyi çıkmıştı.
Hatırladıklarım bunlar ama daha fazla ağır sözler işittik. Hatalıydık belki de ama kaynağın kesinlikle ayakta yapılması gerekliliğini bilemezdik ki? Nereden bilelim? Aramızda atölye stajı yapan bir kişi vardı onun da stajının pek yararlı olduğu söylenemezdi. Geriye kalanlarımız torpil bulamadığından staj yapamadı. Bu durumda kaynakla ilgili çok bilgi sahibi olmamamız bana normal geliyor. Zaten önemli olanın da programı öğrenmek olduğunu düşünüyordum ki öğrendik de.
Bir de bizden mühendis olmazmış. Galiba bu işler de önce bir torpil bulup sonra üniversiteye girmek lazım. Benden en önemli tavsiye olsun torpil bulun sonra okumasanız da olur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)